• Nayman Abdüsamet ACAR Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur. Cenazesi 21 Nisan 204 Pazar günü öğle namazına müteakip Emine İnanç Camiinden Kaldırılacaktır. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet eylesin. Ailesine sabırlar versin, amin.

    Nayman Abdüsamet ACAR Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur. Cenazesi 21 Nisan 204 Pazar günü öğle namazına...

    Cumartesi, 20 Nisan 2024 06:53
  • (Tevbe 116.Ayet: )

    (Tevbe 116.Ayet: ) "Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah´ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için...

    Cumartesi, 20 Nisan 2024 06:42
  • CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN, Aleykumselam amin ya Rabbim, Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda herşeyin en hayırlısını nasip eylesin, yüzünüzde tatlı tebessüm daim olsun, Rabbim Filistin'e Doğu Türki

    CUMA GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN, Aleykumselam amin ya Rabbim, Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli,...

    Cuma, 19 Nisan 2024 06:39
  • Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda herşeyin en hayırlısını nasip eylesin, yüzünüzde tatlı tebessüm daim olsun, Rabbim Filistin'e Doğu Türkistan'a ve Tüm müslümanlara yardım eylesin, İsrail'i Kahha

    Rabbim rızkımızı hayırlı ve bereketli, ömrünüzü hayırlı, sağlıklı ve uzun eylesin. Hakkınızda...

    Perşembe, 18 Nisan 2024 06:37

BİN AYDAN DAHA HAYIRLI "KADİR GECEMİZ" MÜBAREK OLSUN. Bir kimse devamlı olarak; «Yâ Rabbi! Lûtf u kereminle âfiyet ihsan buyur, bizleri âfiyetten ayırma!» der dururdu.

Pin It

BİN AYDAN DAHA HAYIRLI "KADİR GECEMİZ" MÜBAREK OLSUN.
Bir kimse devamlı olarak; «Yâ Rabbi! Lûtf u kereminle âfiyet ihsan buyur, bizleri âfiyetten ayırma!» der dururdu.

Onun bu sözlerini işiten birisi merakla:

"-Yapmakta olduğun bu duânın mânâsı nedir? Niçin bu kadar sık tekrar ediyorsun?" diye sordu. O da, soruyu yönelten şahsın merakını gidermek için başından geçenleri şöyle hülâsa etti:

"-Ben, sırtında semer ile insanların yüklerini taşıyan ve böylece geçimini temin eden bir hamal idim. Bir defasında çok ağır bir un çuvalını yüklenmiş, uzun bir müddet taşımış ve fazlaca yorulmuştum. İstirahat etmek için bir ara çuvalı yere koydum. Bu arada da içimden:

«-Yâ Rab! Böylesine yorulmaktansa bana her gün iki somun versen, onunla iktifâ ederdim!..» deyiverdim.

Tam bu esnâda, birbiriyle hangi husustan dolayı çekiştiklerini bilmediğim iki adam gördüm. Aralarını bulayım diye yanlarına vardığımda, biri diğerine vurmak istediği şeyi yanlışlıkla benim başıma vurdu. O anda yüzüm kanlar içinde kaldı. Bu sırada mahalle karakolundan gelip bu iki kişiyi yakaladılar. Yüzümü-gözümü kana bulanmış bir vaziyette görünce, kavgacılardan zannederek beni de yaka paça tutuklayıp hapse attılar. Bir müddet, karanlık, soğuk ve rutûbet kokusuyla dolu bir yerde hapis yattım. Lâkin her gün bana yiyecek olarak iki somun veriliyordu. Bir gece, rüyada birisinin bana şöyle dediğini işittim:

«-Yorulmadan her gün iki ekmek istemiş, fakat âfiyet istemeyi unutmuştun!... İşte, istediğin verildi.»

Bu sırada uykudan uyandım ve yapmış olduğum hatadan dolayı Cenâb-ı Hakk'a ilticâ ederek:

«-Affet Rabbim!.. Sen'in sonsuz rahmet ve merhametine sığınıyorum. Artık ben sadece âfiyet isterim, âfiyet!» demeye başladım. Derken hapishanenin kapısının açıldığını ve:

«-Hamal Ömer nerede?» diye bağırıldığını işittim. Biraz sonra da beni dışarı çıkardılar ve salıverdiler. O gün bugündür, ben de bu duâyı tekrarlamaktayım." (Bkz. Kuşeyrî, er-Risâle, s: 514)