Allah Teâlâ emaneti yaratınca,

Çarşamba, 24 May 2017 08:58 tarihinde oluşturuldu
Gösterim: 805
Pin It

Allah Teâlâ emaneti yaratınca, onu önce göklere, yere ve dağlara teklif etti; emanetin sorumluluğunu hiçbiri yüklenmek istemedi; fakat insan emaneti yüklenmekten çekinmedi.
Böylece insanoğlu hem büyük bir sorumluluğu üstlendi hem de Allah’ın emirlerine muhatap olduğu için üstün bir şeref kazandı.
Mü’min; emanetin önemini, değerini, şerefini bilir ve emanete riâyet eder.
Abdesti olmayanın namazı olmayacağı gibi, emanete riâyet etmeyenin de îmânından söz edilemeyeceğini bilir ve emanete kesinlikle hıyânet etmez.
Emaneti gözeten kimsenin ebedî kurtuluşa ereceğini hatırından çıkarmaz.
Bu konuda Peygamberini kendisine örnek alır; onun gibi emîn adam olmaya, herkesin güvenini ve Allah’ın rızâsını kazanmaya çalışır.
Sorumlu olduğunu her zaman hisseder.
İnsan nefsinin başkalarına haksızlık etmeye meyilli olduğunu bilir ve nefsin bu tür duygularını frenler.
Mü’min, emanete hıyânet etmenin münafığın, yani içinden kâfir olduğu halde dışından Müslüman görünen kimsenin özelliği olduğunu unutmaz. Üstesinden gelemeyeceği bir emaneti de kabul etmez.
(Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsnaes-Selâm: Kendisi her türlü eksiklikten sâlim olup, başkalarını da her türlü kötülüklerini meşakkat, minnet, kusur ve âfetten kullarını kurtarıp selâmete çıkaran demektir.

Görüntünün olası içeriği: 12 kişi