AŞURE GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN Güneşin her daim bir yörüngede olması, gece ve gündüzün birbirini kovalaması, suyun kaynaması, tavuğun yumurtası, çiçeğin toprakta yetişmesi. Doğarken geçerdiğimiz evreler... Düşünülmeye, akletmeye değmez mi ? Düşünemez, aklede

Salı, 17 Ağustos 2021 11:31 tarihinde oluşturuldu
Gösterim: 16
Pin It
AŞURE GÜNÜMÜZ MÜBAREK OLSUN
Güneşin her daim bir yörüngede olması, gece ve gündüzün birbirini kovalaması, suyun kaynaması, tavuğun yumurtası, çiçeğin toprakta yetişmesi. Doğarken geçerdiğimiz evreler... Düşünülmeye, akletmeye değmez mi ? Düşünemez, akledemezsek hayat bizim için tek boyutludur. Dünyaya takılır kalırız. Hep bir çaba içinde, yarın diye diye ömrümüzü tüketiriz.
Dünyaya gelen gidiyor; giden gelmiyorsa, giderken bir şeyler götürüyor olmamız lazım. Gidilen yer, gelenden kıymetliyse ; güzel şeyler götürmeliyiz. O zaman dünyanın kıymetini bilebilmeli, güzel olanı tercih etmeliyiz. Güzel olanı takdir, akletmekle olacaktır. Akletmeseydik, hayvandan da aşşağı olurduk. Onlar bize hizmet ediyorsa (ediyor da), bizim üstünlüğümüz esas. Üstün olan hizmet edenden daha erdemliyse, erdemine uygun ömür sürmüyorsa, hizmet edenden daha aşşağı değil mi?
Günümüz mübarek ömrümüz bereketli olsun inşaAllah.
Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanlara fayda veren yüklerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten indirerek onunla ölü haldeki toprağa can verdiği ve orada her çeşit canlının yetişmesini sağladığı yağmurda, rüzgârları ve gökle yer arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirip yönlendirmesinde aklını işleten bir topluluk için elbette nice deliller vardır. ( Bakara 164 )
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür
Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür. (Zilzal 7-8 )
Artık kitap (amel defteri) ortaya konmuştur; suçluların, onda yazılı olanlardan korkuya kapılmış olarak, “Vay halimize! Bu nasıl kitapmış! Küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” dediklerini görürsün. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.
( Kehf 49)